Türkülerimiz

A İstanbul Sen Bir Han Mısın

A İstanbul (beyim aman) sen bir han mısın
Varan yiğitleri de (beyler aman) yudan sen misin
Gelinleri yarsız goyan (bidanem) sen misin

Gidip de gelmeyen de (beyler aman) yari ben neyleyim
Vakitsiz açılan da (beyler aman) gülü ben neyleyim

A İstanbul (beyim aman) ıssız kalası
Taşına toprağına (beyim aman) güller dolası
O da bencileyin (aman) yarsız galası

Gidip de gelmeyen de (beyler aman) yari ben neyleyim
Vakitsiz açılan da (beyler aman) gülü ben neyleyim

Hisarlı Ahmet

Türkünün Hikayesi

Ethem Paşa İstanbul’a tevliyet almaya gitmiş. Orada güzellere takılmış ve yedi sene Kütahya’ya dönmemiş. O zamanın kültürlü hanımlarından biri olan, güzel eşi Esma Hanım bir şiir yazmış. Bu şiir zamanla türkü haline gelmiş.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Ah Hamamcı Bu Hamama

Ah hamamcı bu hamama güzellerden kim gelir
Ah ne bileyim ay efendim (aman) günde yüz bin can gelir
Ardında cariyesiyle (aman) önünde sultan gelir

Yağma yağmur esme rüzgar (aman) yolda yolcum var benim
Serimi sevdaya salan (aman) yar ile cengim var benim

Hisarlı Ahmet

Türkünün Hikayesi

Ah Hamamcı bu hamama güzeller kim gelir” türküsü söylenerek önce yaşlılar soyunur, gençler de onlara hizmetle çamaşırlarını toplayıp bellerine peştemallarını dolar, sedefli nalınlarını önlerine çevirir, kollarına girip bir ellerine taslarını alarak kurna başına büyükleri yerleştirir, geri dönerek kendileri soyunup, bellerine peştemallarını sarınır, ellerinde gümüş tasları ile onlar da hamama girerlermiş. Büyükleri yıkadıktan sonra gençler havuzun etrafında sıralanıp “Helesaya hesa, heye mola hesa” “İstanbul ‘dan sandık gelir, içi dolu fıstık gelir” veya “Bismillahi başlıyalım, bu yıl burada kışlayalım, helesaya hesa” deyip kendilerini havuza atarlarmış. Büyükler giyinmeye başlayacakları zaman, gençler de hamamdan dışarıya çıkarlar ve büyüklerine hizmet yarışına girişirler, sıradan başlayarak büyüklerin elleri öpülür ve hepsi birden ayakta karşılarına dizilirler. Büyükler “Evlatlarımız sıhhatler olsun, bin yaşayın, sizler de bizler gibi hürmet görünüz, buyurun giyinin” derlermiş. Yaşlılar siyah Bağdat carlarına, gençler de renkli, sırmalı carlarına bürünürler ve yaşlıların arkasından yola koyulurlarmış.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Ah Pınar Eşme Pınar

Ah pınar eşme pınar (vay vay)
Derdimi deşme pınar
Yarim gelir su isterse (sunam ey)
Su ver sözleşme pınar

Çekmecem çekildi mi (vay vay)
Kefenim dikildi mi
Örtme doktor yaremi (sunam ey)
Kareler seçildi mi (çekildi mi)

İstanbul Belediyesi Kons.

Ahalar Köyüne Düğün Kuruldu

Ahalar köyüne düğün kuruldu
İmam tekbir almadan güvey vuruldu
Ünnen gelsin dayım yarem koyuldu

Kıyma Celal kıyma datlı canıma
Bir kız için girilmez aslan kanına

Ünnen gelsin dayım öküzleri satsın
Kanlı rubalarımı odaya assın
Ben öldükden sonra götürsün satsın

Kıyma Celal kıyma datlı canıma
Bir kız için girilmez aslan kanına

İstanbul Belediyesi Kons.

Ahmet Beyin Bir Küheylan Atı Var

Ahmet beyin de bir küheylan atı var (aman aman)
(ah) O giderse onun evde teki var (aman aman)
Ahmet beyin de benden başka kimi var (aman aman)

(ah) Saklan dağlar Ahmet beyin kışından (aman aman)
Hiç sevdalar geçmedi mi başından (aman aman)

Annem benim de sandığımı açmasın (aman aman)
(ah) Mavili şalvarıma uçkur takmasın (aman aman)
Oğlum gelecek diye yollara bakmasın (aman aman)

(ah) Saklan dağlar Ahmet beyin kışından (aman aman)
Hiç sevdalar geçmedi mi başından (aman aman)

Anam beni de güldürmedi gülmesin (aman aman)
(ah) Yedi sene sıtma tutsun ölmesin (aman aman)
Benden başka da evlad yüzü görmesin (aman aman)

(ah) Saklan dağlar Ahmet beyin kışından (aman aman)
Hiç sevdalar geçmedi mi başından (aman aman)

Ahmet beyin de entarisi sarıdan (aman aman)
(ah) Hiç kaderi yok Ahmet beyin karıdan (aman aman)
(…)

(ah) Saklan dağlar Ahmet beyin kışından (aman aman)
Hiç sevdalar geçmedi mi başından (aman aman)

Ali Çavuş

Türkünün Hikayesi

Ahmet Bey, Kütahya ‘nın tanınmış ve zengin bir ailenin oğlu, bir de kız kardeşi var. Babası haznedar oğullarından Emin efendi, Annesi Osman beylerden Ayşe hanım. Evleri kobak dibinde bir koca konak fakat ekseri günleri Tavşanlı ‘ya bağlı ESENKÖY (İsaköy) de bulunan çiftlikte geçiyor. Aynı zamanda Ahmet medrese tahsili görüyor. Kütahya ‘daki medreseye Küheylan atı ile gidip geliyor. Ahmet o zaman o kadar yakışıklı ve güzel ki dillere destan Küheylan at Ahmet’ i, Ahmet küheylan at ı tamamlıyor. Nice kızların gönlünde hep Ahmet. Mahalleden gelip geçtikçe Ahmet’e bakmaya doyamıyorlar. Lakin Ahmet bunları hiçmi hiç umursamıyor. O ‘nun kafasında hep okumak..Kendisi tanınmış bir ailenin oğlu ya, birde canciğer arkadaşı varki ailesine denk bir ailenin oğlu. Meşhur şairlerimizden, Hacı Pesendinin oğlu adı Çakır Efe ikiside aynı medresede okuyor, beraber geziyor, beraber yiyor, beraber içiyorlar. Lakin gezdikleri yerde bütün gözlerin Ahmet ‘te olması önemsizde olsa Çakır ‘ın yüreğinde bir kıskançlık kıvılcımı çıkmasına sebep oluyor. Ama ne kadar kıskansa yine de ahbaplar, kardeşler dostlar.Kütahya’da o zaman gençlerin, delikanlıların akıllarını çelecek, kötü yola itebilecek bir iki hafif meşrep kadın nam salmış, İşte bütün gençlerin gözü bu kadınların birinde veya ikisinde. Çakır ‘da bu kadınların birine dadanmış. Dadanmış ki ne dadanmş. Medreseyi bile görmez olmuş. Bu hafif meşrep kadının adı “DÜVERLİ” körolası çekmiş çıkarmış Çakır’ı medreseden. Gençlik bu ya sonunu düşünmemiş. Öte yandan Ahmet hiç mi hiç bulaşmamış bu işlere. Çiftlikten medreseye, medreseden çiftliğe gidip gelmede küheylan atı ile yaşı 21-22. Bu arada Ahmet ‘e sözde kesilmiş. Başına devlet kuşu konan bu şanslı kız Ahırardından. Çakır ise Düverli ile almış başına gidiyor. Fakat kafasında Ahmet ‘i de o bataklığa çekmek var. Güya iyilik yapacak. Lakin Ahmet bütün ısrarlarına rağmen hala eteğini bulaştırmamış bu işe. Çakır sa o derece inatçı Düverli ile mutlaka buluşturacak Ahmet’i. Günlerden bir gün Ahmet ‘in medresede imtihanı var. Ve Çakır bilirki Ahmet mutlaka gelecek, düverliyi ayarlar, alır evine kapatır. İmtihandan çıkan Ahmet ‘in yakasına yapışır. Ahmet bakarki kurtuluş yok, çaresiz gider. Kapıdan girdiklerinde, Düverli birde ne görsün karşısında dillere destan yakışıklı güzeller güzeli Ahmet. Dayanamaz hiç beklemeden Ahmet’in boynuna sarılmak ister. Önceleri Ahmet iter düverliyi utancından. Bakarki düverli ısrarlı, nede olsa gençtir Ahmet ve çaresiz düverliyi alır kucağına. Bütün olanları şaşkınlıkla seyreden Çakır ‘ın yüreğindeki o küçücük kıvılcım büyür parlar alevler içinde yanmaya başlar. O ateşin şiddeti ile gözü kararan Çakır saniyede belinden çıkardığı sivri kamasını, yukarı odaya çıkmaya hazırlanan Ahmet ‘in sırtına olanca hızı ile saplar. Daha kapı arkasındalardır. Bıçağı yer yemez Ahmet, can havli ile geriye döner. O dostunu o kardeşini göremez. Çakır kaçmıştır. Ahmet sırtındaki bıçak ile birlikte fırlar sokağa Kemer hamamının karşısındaki aralıktan iner evine girmek ister. Fakat Cemalettin Sultan ‘ın önüne gelince gözleri kararır, dizlerinde derman biter ve orada yığılır kalır. Biran şeytana uyan Ahmet, bıçaklanarak öldürülmüştür. Hemde gencecik yaşta. Cenazesini hemen kızkardeşinin evine getiriverirler. Kara haber tez duyulur ve çiftliğe ulaşır. Ulaşırda bir evin bir oğlu yoktur artık. Hacı Pesendi kendi oğlunamı yansın Ahmet ’emi yansın yoksa aile dostu Emin efendiyemi yansın bilemez. Emin efendinin yüzüne nasıl bakacağını düşünür. Düşünürde yüreğindeki bu ateşi Pesendi: Şimdiki Vakıflar binasının bulunduğu yerdeki sebillerden birinin üzerindeki mermere geçittirir ve şöyle der :

Bir zalimden bir alim
Bir alimden bir zalim
Allah bana evlat verdi
Essalatü vesselam
Dünya minnetsiz,
baş yok vesselam

Cenazesine büyük bir kalabalık iştirak eder ve Musalla mezarlığına emanet edilir. Bir haftasına kalmaz babası Emin efendinin gözleri görmez olur. Kütahya yanar tutuşur. O güzeller güzeli, civan boylu, yakışıklı Ahmet ‘in öldüğüne kimse inanamaz. Bir müddet sonra bir türkü çıkar, dilden dile dolaşmaya başlar ve bizlere kadar gelir…..

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Altın Tas İçinde Kınam Ezdiler

Altın tas içinde kınam ezdiler (aman aman aman ey)
Gümüş tarak ile zulfüm çözdüler (aman aman aman ey)
Yatsıya varmadan başım bozdular (aman aman aman ey)

Irak yakın deme anam gel bana (aman aman aman ey)
Gızım işkencede diye ağlama (aman aman aman ey)

Sabah namazında bindik atlara (aman aman aman ey)
Yatsıya varmadan indik yadlara (aman aman aman ey)
Anam benim başım yaktın odlara (aman aman aman ey)

Irak yakın deme anam gel bana (aman aman aman ey)
Gızım işkencede diye ağlama (aman aman aman ey)

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

  &nbsp

Anca Yıllar Bunca Günah İşledim

Anca yıllar bunca günah işledim
Ne amel işleyim ben şimden geru
Hakk’a taat yolun eyvah boşladım
Çürür toprak olur ten şimden geru

Bozuldu bağlarım geçti çağlarım
Ömrüm geldi geçti ona ağlarım
Mevla’m mamur eyle ahret evlerim
İstemem sarayı gülşeni şimden geru

Temel suyun içti yiğitlik kaçtı
Dünyam hayhay ama ahretim göçtü
Ömrüm şuna benzer ikindi geçti
Az kaldı inmeğe gün şimden geru

Ömrümün harmanı geldi erişti
Savruldu dane değirmene düştü
Hazır lokma tükenmesi yaklaştı
Dönüp buğday olmaz un şimden geru

Âşık Sırrı

Anne Beni Ver Hasan’a

Anne beni ver Hasan’a
Her gün helvalar basana
Ayda bir davar kesene
Oyunu oyunu serbest oyunu
Tarilla lilla lilla lam

Anne benim nedir suçum
Furun gibi yanar içim
Koca adama verdiğin için
Oyunu oyunu serbest oyunu
Tarilla lilla lilla lam

İstanbul Belediyesi Kons.

Aşıkın Göz Açıp Bakmak Ne Mümkün

Aşıkın göz açıp bakmak ne mümkün
Çarpar aşıkanı sem yanakların
Siyahiler kalkan eylemiş bütün
Hal-i hinduları cem yanakların

Meclis-i uşşaka geleyim dersin
Bağrımı tirinle deleyim dersin
Kazara şaz olup güleyim dersin
Çukurlanır gonca fem yanakların

Bulmuş kemalini cemalin dilber
Aşıka mahsustur visalin dilber
Yetişmeden hüsnün zevale dilber
Gönlüm der ki bana em yanakların

Biçare kalmışım napsam neşlesem
Bu harus gönlümü nasıl eylesen
Pesendi’m ben seni öpmek dilesem
Fem deymeden döker dem yanakların

Âşık Pesendi

Ay Oğlan Yeğit Misin ?

Ay oğlan yegit misin (yumalacık Azime’m)
Dağlarda geyik misin
Selam verdim almadın (yumalacık Azime’m)
Allah’dan büyük müsün

Harman yeri yaş yeri (yumalacık Azime’m)
Yavaş yürü gel beri
Ak gerdandan bellidir (yumalacık Azime’m)
Otuz iki diş yeri

Tarladan gel tarladan (yumalacık Azime’m)
Yollar çamur olmadan
Alacaksan al beni (yumalacık Azime’m)
Gül memelerin solmadan

Harman yeri yarılır (yumalacık Azime’m)
Babam bana darılır
Darılmandık a bubam (yumalacık Azime’m)
Elin oğlu sarılır

İstanbul Belediyesi Kons.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Aya Bak Yıldıza Bak

Aya bak yıldıza bak
Geline bak kıza bak
Çöpçatan elin kırılsın
Dengini dengine çat

Ay oğlan emir misin
Dünyalarda bir misin
Annenden izin alsam
Sen beni gelir misin

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Ayağına Giymiş Kara Yemeni

Ayağına giymiş kara yemeni
Dolanma sevdiğim del[i] ettin beni
Köylü düşman olsa sararım seni
Meğer kurşun ile vursalar beni

Develer içinde buldum celebi
Dolanıp geliyor Şamı Halebi
Yarimin saçları urgan kelebi
Yel estikçe döğer ince belini

Mustafa Çetin

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Aydın Meşeleri

Aydın meşeleri dalleri yerde (imanım)
Siyah da ebrulerim (bidenem) gerdana perde (of)
Eğer rasgelirsen bir tenha yerde (imanım)

Yaylamam yaylada benim yarim yar değil (ey)
Oynarım gülerim mahsun gönlüm şen deği (of)

Aydın’a giderken yol bulamadım (imanım)
Martinim asacek (efem) dal bulamadım (of)
Kendime münasip yar bulamadım (imanım)

Yaylamam yaylada (aman) yar sere serpe (of)
Sevdiğim geliyor (bidenem) el çırpa çırpa (ey)

Hisarlı Ahmet

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Ayna Attım Çayıra

Ayna attım çayıra
Şavkı vurdu bayıra
Ben o kızdan ayrılmam
Meğer Allah ayıra

Ay anam ay babam da cücen eriği
Alcem dedi almadı gavur iniği

Yüksek saraydan uçtum
Çayır çimene düştüm
Ell[i] altınlık kız idim
Hayırsız yare düştüm

Ay anam ay babam da cücen eriği
Alcem dedi almadı gavur iniği

Ramazan Yiğit

Bedestene Vardım Şalvar İsterim

Bedestene vardım (a sunam aman) şalvar isterim
(amman amman şalvar isterim amman amman)
Şalvarın paçası paçası sırma isterim (aman aman)
Öpülmedik kokulmadık (a sunam amman) bir yar isterim
(amman amman bir yar isterim amman amman)

Haydindi dökmeli donlum donlum
Gerdanı püskürme benlim benlim
Ben sana geldim aman aman

Bedesten yolları (a sunam aman) dopdolu diken
(amman amman dopdolu diken amman amman)
Kör olsun dikeni dikeni yollara diken (aman aman)
Ayrılıktır ayrılıktır (a sunam amman) belimi büken
(amman amman belimi büken amman amman)

Haydindi dökmeli donlum donlum
Gerdanı püskürme benlim benlim
Ben sana geldim aman aman

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Ben Kendimi Gülün Dibinde Buldum

Ben kendimi gülün dibinde buldum
Kuru kuru sevda imiş sarardım soldum
Sevda bir düş imiş kendime yordum

Ay karanlık gece vurdular beni
Yarin çevresine sardılar beni

Değirmen deresi bölük bölüktür
İçerde ciğerim delik deliktir
Dünya dedikleri bir gölgeliktir

Ay karanlık gece vurdular beni
Yarin çevresine sardılar beni

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Beş Yüz Dirhem Trablus Kuşağı

Beş yüz de dirhem Tarabuluş kuşağı
Al kan olmuş İnc[e] Arabın bıçağı
Bilmem de Aydın bilmem de İzmir uşağı

Aman da beyler avdan geldim yorgunum
Çatık da kaşlı bir güzele vurgunum

Şu İzmir’le Manisa’nın arası
Yaktı da beni kaşlarının karası
Yıkılsın da düşmanımın yurdu yuvası

Aman da beyler avdan geldim yorgunum
Çatık da kaşlı bir güzele vurgunum

Ramazan Yiğit

Beyler Bahçesinde Fenerler Yanar

Beyler bahçesinde fenerler yanar
Fenerin şevkine bülbüller konar
Herkes sevdiğine böyle mi yanar

Ağla ey gözlerim ağla ayrılık günü
Söyle ey dillerim muhabbet sonu

Beyler bahçesinde vurdular beni
Ölmeden kabire koydular beni
Yarin çevresine sardılar beni

Ağla ey gözlerim ağla ayrılık günü
Söyle dillerim söyle muhabbet sonu

Hisarlı Ahmet

Bezm-i Muhabbeti Zevk-u Sohbeti

Bezm-i muhabbeti zevk-u sohbeti
Görmez oldu gözüm yare düşeli
Çekmedeyim daim derd ü mihneti
Böylece bir sitemkare düşeli

Gezdin mi serseri her yanı bülbül
Çektin mi çektiğim hicranı bülbül
Eylerim ruz ü şep efganı bülbül
Ben de senin gibi zare düşeli

Gönül Leyla için döndü Mecnun’a
Terahüm kılmadı çeşm-i pürhuna
Pesendi yanmada aşkın oduna
Semenderler gibi nare düşeli

Âşık Pesendi

Bir Gider Beş Ardıma Bakarım

Bir gider de beş ardıma bakarım
Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim
Hem ayrılık hem hasretlik çekerim

A derdi koyak ben derdime yanarım
Uzak gitmem Kütahya’dan dönerim

Evleri var evimize uç olur
Sevip sevip ayrılması güç olur
Ben gidersem senin halin nic’olur

A derdi koyak ben derdime yanarım
Uzak gitmem Kütahya’dan dönerim

Senayi Sümer

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Cana Darabatın Geleni Kokma

Cana darabatın geleni kokma
Girip bağlarına alışma gör geç
Kaygısız başını belaya sokma
O bülbülle gelebilişime gör geç

Bulursan anları lokma aş ile
Elden gelen hacetlerin baş ile
Bakma kalıpların gönlün hoş eyle
Pek sokulma aman girişme gör geç

Benzedir encamı ol kendi gibi
Yörüdür mutlaka her bendi gibi
Yanarsın aheri Pesendi gibi
Düşüp ateşlere gel basma gör geç

Âşık Pesendi

Çatal Çam Başına Koydum Keseri

Çatal çam başına goydum keseri
Gınaman gomşular da gençlik (amanın) eseri

İniver iniver er doğan aylar iniver
El duymadan gel yanımı (yavrum) geliver

Ay Ayşa gelin
İncedir belin
Vallah billah değmedi
Eline elim (elim)

Şu derenin üzümleri bellendi
Ben vuruldum zaptiyeler (amanın) dinlendi

İniver iniver er doğan aylar iniver
El duymadan gel yanımı (yavrum) geliver

Ay Ayşa gelin
İncedir belin
Vallah billah değmedi
Eline elim (elim)

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Çömüdüm ( Ay Oğlan Yeğit Misin )

Ay oğlan yiğit misin
Dağlarda geyik misin
Selam verdim almadın
Allah’tan büyük müsün

Çömüdümü dümü çömüdüm çömüdüm vay
Derdinden çürüdüm vay

Ay oğlan arsız oğlan
Dünyada yersiz oğlan
Kalaysız kaba benzer
Dünyada yarsız oğlan

Çömüdümü dümü çömüdüm çömüdüm vay
Derdinden çürüdüm vay

Ay oğlan imana gel
Dön dolan pınara gel
Hiç bahanen yok ise
Çevreni yumağa gel

Çömüdümü dümü çömüdüm çömüdüm vay
Derdinden çürüdüm vay

Sadık Türk

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Dağ Başında Kestane

Dağ başında kestane
Dökülür dane dane
Simav dolu yar olsa
Alacağım bir dane

(Bağlantı)
O da mı yalan
Bu da mı yalan
Hepisi yalan

Bahçenizde gül var mı
Gül dibinde yol var mı
Yar size geleceğim
Annenden izin var mı

Bağlantı

Şu yerlerin söğüdü
Kimden aldın öğüdü
Şu benim sevdiceğim
Mahallenin yiğidi

Bağlantı

Mustafa Çağan

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Dağda Fındık Olur Mu

Dağda fındık olur mu
Beyim tiken yastık olur mu
Paşam tiken yastık olur mu
Yanarım yanarım yar yoluna
Aman kurşun geldi sağ koluma
Paşam kurşun geldi sağ koluma
Acep noluverdi nazlı yarime

Han demiri demiri
Ağam karakol dinler mi
Paşam karakol dinler mi
Kabakcının dertleri
Beyim deveye yüklenir mi
Paşam deveye yüklenir mi
Acep noluverdi nazlı yarime

İstanbul Belediyesi Kons.

Demir Yolları Döşeme

Demir yolları döşeme (oğlan aman yanıyom)
Oğlan karın boşama
Boşar isen eller alır (oğlan aman yanıyom)
Elin koynunda kalır

At olur da dime mi (oğlan aman yanıyom)
Yar olur da uyma mı
Yarin öpdüğü yerde (oğlan aman yanıyom)
Kırmızı gül bitme mi

İstanbul Belediyesi Kons.

Derd ü Gâme Boyandın

Derd ü gâme boyandın
Noldun a gönül noldun
Aşk ateşine yandın
Noldun a gönül noldun

Dost adını yad eyle
Feryat eyle dad eyle
Ahle can şad eyle
Noldun a gönül noldun

Can ile teni yaktın
Dil hanesini yıktın
Zarimi halka duyurdun
Noldun a gönül noldun

Bu aşk-ı muhibbane
Etti beni divane
Gel meclis-i canane
Noldun a gönül noldun

Bir yerde kararın yok
Hiç yerde yararın yok
Bir kimseden arın yok
Noldun a gönül noldun

Aşık Sırrı zar ettin
Sırrı ana yar ettin
Bisabr ü karar ettin
Noldun a gönül noldun

Âşık Sırrı

Dereler Akmaz Oldu

Dereler akmaz oldu (yar yar yar aman)
Yar bize bakmaz oldu

Oynak yarim dönüver de gel bize dön
Serbes[t]im dönüver de gel bize dön

Hep çiçekler cem olmuş (yar yar yar aman)
Gül bize kokmaz olmuş

Oynak yarim dönüver de gel bize dön
Serbes[t]im dönüver de gel bize dön

Celal Tavukçu

Duman Vardır Güzel İzmir Başında

Duman vardır güzel İzmir başında
Arzum kaldı toprağında taşında
Bir ben değil cihan alem peşinde

Ben korkmam ölümden er geç yolumdur
Ele düğün bayram bize zulümdür

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber

Ela gözlerini sevdiğim dilber
Benim dedin aklımı aldığın zaman
Eğer Müslümansan ikrarın gözet
İman yoldaş olsun öldüğün zaman

Gece gece olun girer düşüme
Sabah olur varmaz elim işime
Benzedirdim seni huma kuşuna
Salınıp karşıma geldiğin zaman

Gelmez misin yok mu göksünde iman
Eğer cellat olsan vermezsin aman
Güzellik hatım olmuş hüsnü de tamam
Aşıkı ağlatırsın güldüğün zaman

Aşık Şükri der kimin yarisin
Mevla’m sağlık versin gezsin yürüsün
Cevabım sen benim nice verirsin
Hakk’ın divanına vardığın zaman

Âşık Şükri

Elif Dedim Be Dedim

Elif dedim be dedim (aman)
Kız ben sana ne dedim
Kuş kanadı kalem olsa (aman)
Yazılmaz benim derdim

Elifim noktalandı (aman)
Az dedim çokçalandı
Yetiş annem yetiş bubam (aman)
Mezarım tahtalandı

Anne desem annem yok (aman)
Baba desem babam yok
Kardeş desem kardeş yok (aman)
Feryad etsem sesim yok

İstanbul Belediyesi Kons.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Eremedim Vefasına Dünyanın

Eremedim vefasına dünyanın
Bülbül konar sarayına Konya’nın
Çatık kaşın arasında var benin
Benlerin aklıma geldi ağlarım

Yükseklerden uçar beyimin kuşu
Gurbete gidenin vardır bir işi
Kendi sılasında gülmeyen başı
Gider gurbet elde güler mi sandın

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Erişüp Ahımla Başında Esüp

Erişüp ahımla başında esüp
Semt-i civarına er seher yeli
Yüzünden zülfünün nikabın açıp
O dostun koynuna gir seher yeli

Uyandırma yari uyusun huzur
Baştan ayağa dek koyma bir kusur
Okşayıp koklayıp […]
Hüsün güllerini der seher yeli

Arifi yanmakta geçti Kerem’i
Derununda var derd ü elemi
Aşıka kıl kadar yoktur merhemi
Yare buy-i zülfün ver seher yeli

Arifî

Erler Kethudası Ey Saki-i Pir

Erler kethudası ey saki-i pir
Yeriştir kadehi bekledik kaldık
Hicrinle firkatte hasrette esir
Göz kulak yollarda dinledik kaldık

Demi ezeli odada aldık
Ne belli mest olduk ne de ayıldık
Herkes bir yol buldu hâli biz kaldık
Issız dere gibi çınladık kaldık

Sensin Pesendi’ni edecek irşat
Bizde noksan sizde kemal bu mutad
Girdab-ı hasrette ödürüp berbat
Hal-i naçar ile bekledik kaldık

Âşık Pesendi

Evlerinin Önü Çıra Budağı

Evlerinin önü çıra budağı
Ak gerdan üstüne kiraz dudağı
Ben ölürsem kimler etsin arağı

Al Allahım başımdan sevdayı
Genç yaşımda zindan ettin dünyayı

Yağmur yağar dereleri sel alır
Gurbete gidenin yarin el alır
El almazsa yana yana kül olur

Aman Allah al başımdan sevdayı
Genç yaşımda zindan ettin dünyayı

Cahit Öztelli

Ey Saba Al Bu Nameyi İlet

Ey saba al bu nameyi ilet
Hakipaye yüz sür cananıma ver
Canıma kar etti bu derd-ü hasret
Bildir ahvalimi sultanıma ver

Ey name varınca yarin yanına
Söyle cevretmesin aşıkanıma
Al benden ateşi bırak canına
Biraz da ol kaşı kemanıma ver

Cemalin şulesi doğup yüzüme
Oldum aşkıyle külhan yaktı özüme
Hayaliyle uyku girmez gözüme
Çeşm-i ahu tir-i müjganıma ver

Ben sadıkım deyu eylemiş ıkrar
Eşittim olmuş o adüvlere zar
Biçare Pesendi derdiyle bimar
Derdimin dermanı lokmanıma ver

Âşık Pesendi

Feracemin Ucu Sırma

Feracemin (aman) ucu sırma
Bıyıkları burma burma
Git güzel karşımda durma

Al hançeri vur boynuma
Saat beşte gel yanıma

Feracemin (aman aman) al yakası
Terziler vurur makası
Kolu dibinden kopası

Al hançeri vur ben ölem
Kapınızda kölen olam

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Fincanın Dibi Noktalı

Fincanın dibi de noktalı (amanın imanım)
Gelinler kızdan edalı (haydindi kızdan edalı)
Huysuz garıları merdivenden atmalı (amanın imanım)

N’olaydı evlenmeyeydim
Haydindi yar sevmeyeydim

Fincanı tuzdan yaparlar (amanın imanım)
Gelini kızdan yaparlar (haydindi kızdan yaparlar)
Urbayı bezden yaparlar (amanın imanım)

N’olaydı evlenmeyeydim
Haydindi yar sevmeyeydim

Fincanı taştan yaparlar (amanın imanım)
Sırmayı saçtan yaparlar (haydindi saçtan yaparlar)
İnciyi dişten yaparlar (amanın imanım)

N’olaydı evlenmeyeydim
Haydindi yar sevmeyeydim

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Furun Üstünde Furun

Furun üstünde furun
Duyun komşular duyun
Yar üstüme evlenmiş
Derdime çare bulun (vay vay vay vay vay)
(Buna bir çare bulun)

Furun üstünde kürek
Ne yanıyon a yürek
Her dertlere dayandın
Buna da dayan yürek (vay vay vay vay vay)

Allar giysem iz olur
Beyaz giysem toz olur
(Beyaz giyme söz olur)
Gel yarim yeşil giyek
Muradımız tez olur (vay vay vay vay vay)

***

Mehmet Özbek, “Folklor ve Türkülerimiz” adlı
kitabında türküyü şu şekilde aktarmaktadır
(Yayın No.91, s.146-147)

Furun üstünde furun
Duyun komşular duyun
Yar üstüme evlenmiş
Derdime çare bulun vay vay vay vay

Furun üstünde kürek
Ne yanıyon a yürek
Her dertlere dayandın
Buna da dayan yürek vay vay vay vay

Allar giysem iz olur
Beyaz giysem toz olur
Gel yarim yeşil giyek
Muradımız tez olur vay vay vay vay

İstanbul Belediyesi Kons.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Gara Goyun Goyunların Beyidir

Gara goyun goyunların beyidir (aman beyidir)
Alaca goyun ah yüreğimin yağıdır (ey yağıdır aman)
Yaylasın sorarsan Türkmen dağıdır (aman dağıdır)

Ağlama goyun meleme vazgeç guzundan
(ey guzundan aman)
Çok analar ayrı da düşdü gızından
(ey gızından aman)

Gurban gelir alem keser goyunu (aman goyunu)
Benim anam nerde eğsin boynunu (ey boynunu aman)
Varın da gidin sılada kesin goyunu (aman goyunu)

Ağlama goyun meleme vazgeç guzundan
(ey guzundan aman)
Çok analar ayrı da düşdü gızından
(ey gızından aman)

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Gidin Bulutlar Gidin

Gidin bulutlar gidin
Yarime selam edin (gel gel gel aman)
Yarim uykuda ise
Uykusun haram edin (ağla sürmelim ağla)

Giderim uğurlar olsun
Dağlar taşlar yolun olsun (gel gel gel aman)
Benden başka yar seversen
İlahi gözün kör olsun (ağla bir tanem ağla)

Yeni yolu kaldırın
Tabancamı doldurun (gel gel gel aman)
O yar benim olmazsa
(Nazlı yarin uğruna)
Vurun beni öldürün (ağla sürmelim ağla)

Bedestandan geçtin mi
Sütlü kahve içtin mi (gel gel gel aman)
On beş güzel içinden
Nazlı yari seçtin mi (ağla gözlerim ağla)

Pencereden baksan ya
Topak şeker alsan ya (gel gel gel aman)
Hakkı beyim geliyor
Kadifeli döşek yapsan ya (ağla sürmelim ağla)

Mavi yazma oyası
Sevemedim doyası (gel gel gel aman)
Yar üstüne yar m’olur
Allah’ından bulası (ağla gözlerim ağla)

***

Folklor ve Etnografya – Aşk Türkülerimiz
Nurer Uğurlu, Örgün Yayınevi, Kültür Dizisi
Folklor ve Etnografya: 2, Birinci Baskı, Kasım 2009
s.77’de eser şu şekilde aktarılmaktadır

Gidin bulutlar gidin
Yarime selam edin
Yarim uykuda ise
Uykusun haram edin

Gider uğurlar olsun
Dağlar hep yolu olsun
Benden başka severse
Yarin gözü kör olsun

Gidiyorum elveda
Canım yoluna feda
Kavuşmadık yar olmaz
Kavuştur bizi Hüda

Hisarlı Ahmet

Türkünün Hikayesi

Kütahya bölgesinin melodi tarzı itibarıyla bir hususiyet taşıyan örneklerinden biri olan bu türkü, bir vaka üzerine halk tarafından söylenmiştir. Hakkı Bey isminde birinin, bir kıza aşık olması ve bu sebepten halk diline düşmesi, muhite mevzu olmuştur.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Girdim Yarin Bağçesine

Girdim yarin bağçesine ayvalık narlık (yar yar aman)
Yarimin koynuna verdim sırmalı yağlık
Bizi yarden ayıran bulmasın sağlık (yar yar aman)

Ne güzeller yakışmış al yeşil üstüne
Lahuri şal bağlayıvermiş ince belin üstüne
Şişeden şarap damlamış gül meme üstüne
Doldur doldur içiverelim cananımın aşkına

İstanbul Belediyesi Kons.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Gitmez Hayali Gözden

Gitmez hayali gözden o mürg-u dil
Ruz-ü şeb didelerim ağlar bugün
Daima zikriyle feryat eder dil
Canımdan sevdiğim yar geldi bugün

Zülfünün telini tarümar etmiş
Sevdiğimin koynuna rakipler yatmış
Bizim ismimiz de son safta kalmış
[Okunamamıştır] dil bugün

Kaşlarının kemanı kurulmuş olup
Rakip dedikleri vurulmuş olup
Şükri bu sözlere darılmış olup
Ah ü feryat eder lisanı bugün

Âşık Şükri

Gönül Küfr İçinde Bırakmam Seni

Gönül küfr içinde bırakmam seni
Zartalaklı bir gün Müslüman olan
Hevayü hevesle geçirdin beni
Bu bir çıkmaz sokak çok giryan olan

Aklın başına devşir kavsaklık etme
Tarik-i Mevla’yı bul aksaklık etme
Adem ol sözünle tapsaklık etme
Son dem ele girmez peşiman olan

Kendini abit görme çok gör suçunu
Yüzün tut Mevla’ya açıp avucunu
Her seher ah ile yolup saçını
Hak gaffar-ı zünuptur pür iman olan

Pesendi her sözden ibret alagör
Tarik-i alem olup izzet bulagör
Hakk’a kul Resul’üne ümmet olagör
Tok deyecek sana hup insan olan

Âşık Pesendi

Guguk Yuvan Yıkıldı Mı

Guguk yuvan yıkıldı mı
Yavruların döküldü mü
Ölüm sana dokundu mu

Dağların şenliği guguk
Evlerin şenliği guguk
Ne ötersin garip garip

Yağmur yağar seller akar
Cümle alem sana bakar
Senin aşkın beni yakar

Dağların şenliği guguk
Evlerin şenliği guguk
Ne ötersin garip garip

İstanbul Belediyesi Kons.

Gurbet Ele Döndürmüşüz Yönümüz

Gurbet ele döndürmüşüz yönümüz
Ayrılık ateşi yaktı canımız
Selam edin dosta ermez elimiz
Ah ederim kimse bilmez halimiz

Ben okumu gurbet ele atarın
Belki gurbet ele vatan tutarın
Selam sana döner döner bakarın
Kalıyor dostlara ehlü ayalimiz

Gurbet kemendini taktı boynuma
Kısmet defterini koydum koynuma
Ayrılık hilatin geydim eynime
Acep ne diyarda kaılr ölümüz

Firkat yaşı durmaz gözümden akar
Sılamın kokusu burnuma kokar
Gurbetin ateşi bağrımı yakar
Nasip olur uğrar mı ola yolumuz

Sırrı bu gurbetin halin pek bilir
Gidüp geri delen binde bir olur
Sıla terk edenin hali ya ne olur
Gurbetin bu hali büker belimiz

Âşık Sırrı

Hasılhas Başında Benim Mezarım

Hasılhas başında benim mezarım amman mezarım
Gelenin geçenin bağrını ezerim amman ezerim
Ben ölürsem gayıb olsun mezarım amman mezarım
Şakı bülbül şakı al yeşil üstüne ince belin üstüne

Hasılhas başında vurdular beni amman yar beni
Ölmeden mezara goydular beni amman yar beni
Yarin çevresine sardılar beni amman yar beni
Şakı bülbül şakı al yeşil üstüne ince belin üstüne

Emine Genişel

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Havada Turna Sesi Gelir

Havada turna sesi gelir kanadı kırma
Ağzı dolu yem getirir şeker ile hurma
Git güzel karşımda bir tanem ağlayıp durma
Aç kapıyı nazlı yarim ben geliyorum

Burma da burma duman tüter dağın belinde
Okunmadık fermanım var düşman elinde
Bunu da yazan yanlış yazmış sarhoş halinde
Gönder a beyim ben yazayım zülfüm telinle

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Hereke’nin Altı Yanı Da Çeşmeli

Herekenin alt yanı da çeşmeli
Cavır cavır Fadimeyi fincana goyup aman da içmeli

A Fadimem nerden geliyorunda tarladan
Elmalı peşgir can Fadimeyi amanda parladan

Herekenin bağlarında üzüm yok
Varsın gitsin can Fadimede aman da gözüm yok

A Fadimem nerden geliyorun da hemamdan
Terlemişsin ben bilemiyom aman da simandan

Herekenin alt yanında alanı
Garışmasın ayan ile aman da imamı

A Fadimem nerden geliyorun da tarladan
Elmalı peşgir can Fadimeyi aman da parladan

A Fadimem nerden geliyorun da hemamdan
Terlemişsin ben bilemiyom aman da simandan

Mehmet Aktepe

Huda Takdir Etmiş Günah Etmeyim

Huda takdir etmiş günah etmeyim
Bu başımda ottan gayrısı bitti
Dedim zevk-i dünyaya nigah etmeyim
Elimden tedbir ü ihtiyar gitti

Aher bilmez evvel tahrir olmasa
Bir teselli hatır tabir olmasa
Bu tecelli Hak’tan takdir olmasa
Bunca serencamı sana kim etti

Hakikat Arifi işte budur yol
Gönül doğru yürü gitme sağ sol
Murat muradullahtır buna razı ol
Kendi tedbirinle ne bitti ne yetti

Arifî

İğnem Düştü Yerlere

İğnem düştü yerlere
Karıştı gazellere
Tabiatım kurusun
Bakarım güzellere

Hop şimdallı şimdallı
Yar kapısı mandallı
Mandalını kırmalı
İçeriye girmeli
Yar olduğun bilmeli

Güvem dalı eğmeli
Güvemini yemeli
Hakikatli yar ise
Sevdiğine varmalı

Hop şimdallı şimdallı
Yar kapısı mandallı
Mandalını kırmalı
İçeriye girmeli
Yar olduğun bilmeli

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

İki Bülbül Derelerde Ün Eder

İki bülbül derelerde ün eder
Değirmenler döne döne (gadınım da) un eder
O yar bana gel gel deye el eder

Gonma da bülbül gonma eğri de büyrü de dallere
Sen deli m’oldun gönül verdin güzelim de ellere

Bizim dağın menevşesi top biter
Ortasında yedi türlü (gadınım da) ot biter
Benim derdim elalemden besbeter

Gonma da bülbül gonma eğri de büyrü de dallere
Sen deli m’oldun gönül verdin güzelim de ellere

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Varın Bakın Türkmen Kızı Uyur Mu

Varın bakın Türkmen kızı uyur mu
Kollarında altın bilezik durur mu
İslamoğlu gibi yiğit olur mu

Nolaydı nolaydı da teslim teslim olaydım
Konakta avlusun da kendim kendim varaydım

Varın bakın benim bacam tüter mi
Bağımda bahçam da bülbül öter mi
Küçük kardaş benim yerim tutar mı

Nolaydı nolaydı da teslim teslim olaydım
Konakta avlusun da kendim kendim varaydım

İslamoğlu derler benim bir adım
Tavlada bağlandı da kaldı kır atım
Hasret kıyamete kaldı muradım

Nolaydı nolaydı da teslim teslim olaydım
Konakta avlusun da kendim kendim varaydım

İslamoğlu

Türkünün Hikayesi

İslamoğlu, Kütahya ilinin Gediz, Şaphane nahiyesinden olup, ününün yayıldığı devir 1850 – 1865 yılları arasına rastlar.Asıl adı, Mustafa’dır. Hacı Hüseyin İslamoğulları olarak anılan ailesinin şimdiki soyadı Toylan’dır. “Çok rüzgar tutan tepe” anlamına gelen soyadı ile yakılan,

Toylandadır deli gönül toylanda
Hep çirkinler güzel olur bayramda

Türküsü, bir hatıra olarak kalmıştır.18 yaşında tığ gibi bir delikanlı olan Mustafa, uzun boylu, iri kemikli, geniş omuzlu, kuvvetli ve cesur, aynı zamanda çok güzel cura çalan bir halk ozanıdır.Küçük Mustafa, nahiye mektebinde okur. Şaphane Medrese talebesi iken, zamanın padişahıyla yakın işbirliği bulunan Şaphane’den Hacı İbrahim Ağa ile araları açılır. Hacı İbrahim Ağa, Mustafa’yı öldürtmek ister. Bunu haber alan Mustafa, selameti dağa çıkmakta bulur.Mustafa ekibiyle, Afyonkarahisar, Kütahya, Aydın, Konya, İçel gibi yöreleri kasıp kavuran ve birçok takiplere rağmen ele avuca sığmayan, İslamoğlu adıyla nam salmış bir kanun kaçağı olarak tanınmaktadır artık. Zengin kervanları, ağa çiftliklerini, konakları basarak elde ettiği ganimetin bir bölümünü fakir fukaraya dağıtmakla, düşküne yardım etmekle ün salmıştır.Bir toplantısında şöyle diyor İslamoğlu:”Biz dağa çıktık, neden? Bütün memleketi beş on derebeyi ele almış, ırz ve namus tehlikeye düşmüştür. Halkı, padişah adına haraca kesiyorlar. Vergiyi onlar toplar, ne yaptıklarını kimse bilmez. Muharebe olur, onlar eşraftır diye, ötekiler ulemadır diye gitmez. Giden ve ölen zavallı ahalidir. Yeniçerileri kaldırdılar, başka yeniçeriler meydana çıktı. Onlar baklava börek yer, halk kuru ekmek. Hangi padişah tahta çıksa, hep o eşraf makulesi ona döner. Saraya hediyeler yollanır. Hakim de kadı da onlara köledir.”Büyük halk kahramanı İslamoğlu, Simav Müfreze Komutanı Zenci Yüzbaşı tarafından gece yapılan baskında, çatışma sonucunda vurularak öldürülüyor.Afyonkarahisar’a ait İslamoğlu türküsünü, 02.07.1938 tarihinde Ankara Radyosu’na hemşehrimiz Ahmet Sivritepe taş plağa okumuştur.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

İstanbul’un Konakları Köşeli

İstanbul’un konakları köşeli (aman aman)
Dışı da mermer içi de halı döşeli
Altı ay oldu ben bu derde düşeli (aman aman)

Aman aman avcu avunda olayım vur beni
Efendimsin terkedemem ben seni

İstanbul’dan üç mum aldım yakmaya (aman aman)
Yakıpta yakıp yar yüzüne bakmaya
Tez başladı yarim benden bıkmaya (aman aman)

Aman aman avcu avunda olayım vur beni
Efendimsin terkedemem ben seni

Ahmet Çavuş

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Kar Mı Yağdı Kütahya’nın Dağına

Kar mı yağdı Kütahya’nın dağına
Ateş düştü ciğerimin bağına
Gül donatmış şalvarının ağına

Kayırma sevdiğim gün böyle kalmaz
Yanar yüreğimin ateşi sönmez

Çubuğum yok yol üstüne uzatsam
Dermanım yok yar yolunu gözetsem
Menendin yok seni kime benzetsem

A dağlar ey dağlar laleli dağlar
Elleri koynunda bir gelin ağlar

Melek misin yeşil donlar giyersin
Cellat mısın tatlı cana kıyarsın
Çocuk musun el sözüne uyarsın

Açıldı çiçekler gelmedi yazlar
Elleri koynunda bir gelin ağlar

Kar mı yağdı Kütahya’nın dağına
Ateş düştü ciğerimin bağına
Gül döşenmiş şalvarının ağına

A dağlar a dağlar laleli dağlar
Lalesi boynunda bir gelin ağlar

Ah Kerime’m hangi bağın gülüsün
Sen Mevla’nın bir sevgili kulusun
Nittim sana sen Allah’tan bulursun

Külhan tütününden baskın yanarım
Uyuyup uyanıp seni ararım

Yine yeşillendi suların başı
Aktı da dinmiyor gözümün yaşı
Ateşe koysunlar gülmedik başı

Kayırma sevdiğim gün böyle kalmaz
Yanar yüreğimin ateşi sönmez

Varam gidem dağlar alsın önümü
Yadlar aldı koyvermiyor gülümü
Ateşlere yaktın deli gönlümü

Ölüm olsa ayrılıklar olmazsa
Ya neden sevdiğim eller sarmasa

Hisarlı Ahmet

Türkünün Hikayesi

Bundan yıllar önce, o yılki kazancı kötü olan bir aile, Ilıca’ya gidemeyeceklerini anlayınca bir çare ararlar ve sonunda evlerinin çatı kiremitlerini satıp döndüğümüzde çalışır tekrar alırız diyerek, Ilıca’ya gitmeye karar verirler. Biraz da yazın son dönemi olan güze denk gelir herhalde ki Ilıca’ya giderler.O devirde şimdiki gibi vasıta çok olmadığından, bir atlı araba veya fayton birilerini götürdüğünde, dönerken de başkalarını getirdiği gibi, bir başkalarından da “bizi falan zaman götürüver” diye sipariş alırlarmış. Bilhassa Ilıca şehir merkezine en uzak kaplıca olduğundan oraya giden bir aile şehire iki üç ay gelmezmiş.Bu olayın kahramanı aile de biraz zamanı uzatırlar ve Kütahya’ya döndüklerinde, karşıdan bakıyorlar dağlar karla kaplı, “eyvah yandık” çığlıklarıyla bir an önce evlerine koşarlar. Kapıyı açtıklarında tüm eşyalarının (yatak, yastık, yorgan, kilim, minder, giyecekler v.b) kar sularından perişan hale geldiğini görüp otururlar ve başlarlar ağlaşmaya:

Kar mı yağdı
Kütahya’nın dağına aman
Ateş düştü
Ciğerimin aman, bağına hey!

diyerek ağıtlar yakarlar. Bu ağıt, zaman içinde dilden dile dolaşarak türkü haline gelmiş ve Kütahya folklorunde birinci zeybek oyunu olarak yerini almıştır.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Karanfil Oylum Oylum

Karanfil oylum oylum
(Amanın aman ben yandım aman)
Geliyor selvi boylum
Selvi boylum gelince
(Amanın aman ben yandım aman)
Şen olur benim gönlüm

Amanlar olsun
Kadehleri dolsun
Ne olursa olsun
Her gün böyle olsun

Karanfil olacaksın
(Amanın aman ben yandım aman)
Sararıp solacaksın
Ben hakime danıştım
(Amanın aman ben yandım aman)
Sen benim olacaksın

Amanlar olsun
Kadehleri dolsun
Ne olursa olsun
Her gün böyle olsun

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Karlıymış Aşamadım Dağları

Aman karlıymış aşamadım dağları
Coşkunumuş geçemedim çayları
Hiç durmadan siyim siyim ağlayım
Ağlama sevdiğim bir gün gelirim

Aman yeşil ördekleyin ardım havaya
Kanadım kırıldı düştüm ovaya
Derdimi yükledim beşon deveye
Doladım goluma gidip gedirim

Aman Kerem’in çeşmesi süttür geçilmez
Acıdır aşkın şarabı içilmez
Gardaştan geçilir yardan geçilmez
Yandım yar aşkına oldum bir mecnun

Ahmet Kurt

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Kelpuşumu Sıyırdılar Başımdan

Sıyırdılar serpoşumu başımdan
Ayırdılar yarenimden eşimden
Guşca guşlar ayrılmasın eşinden

Ya Rab nedir şu derdimin çaresi
Ey’ olmuyor çifte gurşun yaresi

Medet medet alemleri yaradan
Başa bir hal geldi geçdi nideriz
Coşkun sular gibi akıp gideriz

Ya Rab nedir şu derdimin çaresi
Ey’ olmuyor çifte gurşun yaresi

***

Sıyırdılar serpuşunu başından
Ayırdılar yareninden eşinden
Guşça guşlar ayrılmasın eşinden

Ya Rab nedir şu derimin çaresi
Eyi olmuyor çifte kurşun yarası

Medet medet alemleri yaratan
Bana bir hal geldi çekip gideriz
Coşkun sular gibi akıp gideriz

Ya Rab nedir şu derdimin çaresi
Eyi olmuyor çifte kurşun yarası

Hisarlı Ahmet

Köprüden Geçer İken

Köprüden geçer iken (ay oğlan oğlan oğlana)
Köprü de salladı beni
Gidi gavurun oğlu (oğlan oğlan oğlana)
İpsiz bağladı beni

Hele gine çapkın oğlana
Hele baygın oğlana
Malım mülküm oğlana

İstanbul iki yoldur (ay oğlan oğlan oğlana)
Biri sağ biri soldur
Kaşlarının arası (oğlan oğlan oğlana)
Cennete giden yoldur

Hele gine çapkın oğlana
Hele baygın oğlana
Malım mülküm oğlana

Mustafa Kurt

Köprünün Altı Diken

Köprünün altı diken
Yaktın beni gül iken
Allah da seni yaksın
Üç günlük gelin iken

Milliyi alamadım
Bir murad alamadım
Hep kuşlar yuva yapmış
Kuş kadar olamadım

Köprüden geçerken
Köprü de salladı beni
Gidi gavurun kızı
Eyi bağladı beni

Milliyi alamadım
Bir murad alamadım
Hep kuşlar yuva yapmış
Kuş kadar olamadım

İstanbul Belediyesi Kons.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Kumalı’ya Vara Gele

Kumalı’ya vara gele yol sandım
Ayağıma diken battı gül sandım
Eloğlunu ben kendime yar sandım

Ört anam yazmayı boylu boyunca
Ben saramadım eller sarsın doyunca

Uzun olur Kumalı’nın çamları
Sel gibi aktı Kel Kamil’in kanları
O beklesin Kumalılı Ahmet damları

Ört anam yazmayı boylu boyunca
Ben saramadım eller sarsın doyunca

Kumalı’ya ine çıka yoruldum
Kurşun yedim sol böğrümden vuruldum
Vuruldum da el aleme kuruldum

Aman aman avcı avın da olayım vur beni
Efendimsin terkedemem ben seni

Bir taş attım pencereye tık dedi
Çocuk çıktı kiraz evde yok dedi
İnanmazsan çık yukarı bak dedi

Kütahya’nın hamamları köşeli
Ah içi mermer dışı halı döşeli
Üç gün oldum ben bu derde düşeli

Kemal Elmas

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Kütahya’nın Pınarları

Kütahya’nın pınarları akışır
Devriyeler kol kol olmuş bakışır
Asalı’ya çuha şalvar yakışır

Amman amman Vehbi’m öyle böyle olur mu
Ah ben ölürsem dünya sana kalır mı

Salım geldi musallaya dayandı
Kar beyaz tenim al kanlara boyandı
(Kar beyaz Vehbi’m al kanlara boyandı)
Seni vuran oğlan nasıl dayandı

Amman amman Vehbi’m öyle böyle olur mu
Ah ben ölürsem dünya sana kalır mı

Hisarlı Ahmet

Türkünün Hikayesi

Bundan 100-120 yıl önce Kütahya’da bir ailenin genç yakışıklı, sözü dinlenir, temiz kalpli bir oğulları varmış. Orta halli bir ailenin de güzel, boylu poslu uzun saçlı bir kızları varmış. Kız biraz hoppa olduğu, ele, avuca sığmadığı için arkadaşları ona “deli düve” ismini vermişlerdi. (düve, buzağı doğurma zamanı gelmiş yeni ineklere, bazı yerlerde düve denirmiş.) İşte, genç yakışıklı delikanlı, deli düveye aşık olmuş. O zamanlar deli düve adı dillere destandır. Genç, deli düveyi ailesinden ister, fakat kızı vermezler. Kızla genç, gizli gizli buluşurlar. Bunu duyan kızın ailesi razı olur ve kızla genci evlendirirler. Fakat gençlerin saadetleri uzun sürmez. Bu kızın güzelliğini duyan, gören zamanın delikanlıları, kendilerini reddeden kızın kocasını hem kıskanır, hem de ona kin bağlarlar.Aradan hayli zaman geçer, bu genç ve güzel gelin bazı delikanlılar tarafından tehdit edilmeye başlanmıştır. Delikanlılar, “kocandan ayrılacaksın yoksa seni dağa kaldırırız, kocanın da gözlerini kör ederiz” diye kıza haber salmışlar.Genç kadın önceleri aldırmaz ve kocasından saklar, onu sevdiği için bir türlü kötülük etmelerine razı olamaz ve delikanlılara şöyle haber yollar: “N’olur, kocamı rahat bırakın. Ona dokunmayın, ne isterseniz yapayım” der.Bunu haber alan gençler, kadını kaçırmaya karar verirler. Aracı kadına “biz istediğimizi çeşme başında söyleyeceğiz, oraya kadar gelsin” derler.Bunu duyan gelin, meraktan çatlayacak duruma geldiğinden çeşme başına gider. Çeşme başına giden delikanlılar, tuzak kurarak kadını kaçırırlar. Kadın, bu sırada çığlık atar. Kadının kocası olan “Asalıoğlu” sesi duyarak, koşarak gelir.Kadının kocası ile diğer gençler arasında kanlı bir kavga olur ve Asalıoğlu ölür. Gençler kızı dağa kaldırırlar.Öte yandan oğullarının kanlar içinde yattığını gören, gencin ana ve babası saçlarını başını yolarlar.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Leyla’m Zülüflerin Çengeldir Çengel

Leyla’m zülüflerin çengeldir çengel
Ardımıza düştü (a Leyla’m aman) bir böyük engel
Eger ben ölürsem salıma sen gel
Ben senin aşkınla (a Leyla’m aman) yanar ağlarım

Leyla’m zülüflerin dalgadır dalga
Başım yasdıkdadır (a Leyla’m aman) gözlerim yolda
Bülbüller öter mi bir guru dalda
Ben senin aşkınla (a Leyla’m aman) yanar ağlarım

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Manisa’yla Bergama’nın Arası

Manisa’yla Bergama’nın arası
Yaktı beni kaşlarının karası

Kara kara kargalar
Ceviz dalını ırgalar
Onbeşine basan kız
Sevdiğine el sallar
Yelek de diktim giymedi
Diktiğime değmedi
Sağolası anam da babam
Sevdiğime vermedi

Manisa’yla Bergama’nın askeri
Ben yolcuyum yolları bana gösterin

Kara kara kargalar
Ceviz dalını ırgalar
Onbeşine basan kız
Sevdiğine el sallar
Yelek de diktim giymedi
Diktiğime değmedi
Sağolası anam da babam
Sevdiğime vermedi

Ahmet Kurt

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Meclis-i İrfanda Söz ü Saz Olur

Meclis-i irfanda söz ü saz olur
Ne söylesün aşık dinlemeyince
Güş eder erbab-ı yaran göz olur
Tel tel olup keman inlemeyince

[…]nayi derunum bu sine santur
Vermiş ol güşına aheng-i tanbur
Dil bülbül nağme bırakmaz kusur
Dudu gibi şeker çinlemeyince

Arifi nazmında suhbet duz eder
Cevahir madeni safi öz eder
Sanma vasf-ı hüsnünde kaşı göz eder
Güzeli methetmez benlemeyince

Arifî

Menberi

(Hey hey hey)
Hisardan inmem diyor
Basmadan giymem diyor
Kestirirsen pullu kes
Yanına gelmem diyor

Menberidir yallah yallah menberi
Al başından çemberi
Ağlatmayın dilberi
Ben yandım aman aman

(Hey hey hey)
Kalenin ardındayım
Saatin dördündeyim
Eller uykusun uyur
Ben yarin derdindeyim

Menberidir yallah yallah menberi
Al başından çemberi
Ağlatmayın dilberi
Ben yandım aman aman

(Hey hey hey)
Ey pınar eşme pınar
Derdimi deşme pınar
Yarin başına gelirse
Su ver söyleşme pınar

Pembelidir gızın adı pembeli
Al başından çemberi
Ağlatmayın dilberi
Ben yandım aman aman

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Meşeden Gel A Sürmelim

Meşeden gel a sürmelim meşeden
(haydi suna boylum meşeden haydi eşim aman)
Dolan da gel dam ardını köşeden
Kız ben seni saramadım neşeden
(haydi suna boylum neşeden haydi eşim aman)

Oynaşır balıkları Karadeniz dalgalı
Bu yıl güzellerin başı sevdalı

Harman olsam düz ovada savrulsam
(haydi suna boylum savrulsam haydi eşim aman)
Kahve olsam tavalarda kavrulsam
Kemer olsam yar beline sarılsam
(haydi suna boylum meşeden haydi eşim aman)

Oynaşır balıkları Karadeniz dalgalı
Bu yıl güzellerin başı sevdalı

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Mezar Arasında Harman Olur Mu

Hıdırlığa çıktım yan basa basa
Ciğerlerim kurudu kan kusa kusa
Seni vuran zalım arabacı musa

Aslanım Kasım’ım efem yerde yatıyor
Saat köstek kaytan bıyık kana batıyor

Mezar arasında kanlı kasablar
Kasaplar oturmuş bıçak masatlar
İnsan ehbabına efem kama mı saplar

Aslanım Kasım’ım efem yerde yatıyor
Saat köstek kaytan bıyık kana batıyor

Mezar arasında pusu kuruldu
Yiğidim Kasım’ım efem orda vuruldu
Kamayı vurandan hesap soruldu

Aslanım Kasım’ım efem yerde yatıyor
Saat köstek kaytan bıyık kana batıyor

Mezar arasında harman olur mu
Kama bıçak yarasına derman olur mu
İnsan ehbabına böyle vurur mu

Aslanım Kasım’ım efem yerde yatıyor
Saat köstek kaytan bıyık kana batıyor

Mezar arasından atlayamadım
Cephanem döküldü efem toplayamadım
Bir tek düşmanımı haklayamadım

Aslanım Kasım’ım efem yerde yatıyor
Saat köstek kaytan bıyık kana batıyor

Mezar arasında ötmesin kuşlar
Hayırdır inşallah gördüğüm düşler
Cenazeme gelsin bütün dervişler

Aslanım Kasım’ım efem yerde yatıyor
Saat köstek kaytan bıyık kana batıyor

Mustafa Uğuz

Türkünün Hikayesi

Emekli Öğretmen Şair Şaban Şükrü Sarı’dan rivayet: Kütahya’da hıdırellez kutlamalarını meşhur Hıdırlık tepesinde yapmak için iki mahalle gençleri mücadele edermiş. Biri Sultanbağı Mahallesi diğeri Gökçimen Mahallesi. Bu iki mahallenin gençleri hıdırellez öncesi hazırlık eder kuvvet gösterisi güç gösterisi yapmak için kavgaya tutuşurlarmış. Bir mahallenin gençleri diğer mahallenin gençlerine haber salar kavgaya davet edermiş. Kavga asil davranışlar içerisinde yapılır yenik düşen çekilir kazanan tarafın mahalle sakinleri Hıdırlık’ta hıdırellez günü kutlamaya hak kazanırmış. Gökçimenli Kazım (Kasım) aslen yeni askerden gelmiş evli ve bir kızı var (babaannem). Kasım yiğit, efe, gururlu ancak böyle çocukça şeylere itibar etmez bu hadiselere karışmaz imiş. Ancak ne var ki Göççümenli (Gökçimen) arkadaşları alay eder dalga geçer kavgaya karışmadı diye olmadık tahrikler ederlermiş. (Hıdırlık tepesi Sultanbağı Mahallesi ile Gökçimen Mahallesi arasında bulunan bir tepelikdir, bu tepeliğin yamacında bulunan mezarlığın ortasından Gökçimen’e yol geçer.) Velhasıl ağır tahrik olan Kasım efe dayanamaz kavgaya izlemek amacıyla belki gençler yenilecek olursa yardım ederim gayesiyle hıdırlığın eteklerine doğru yol alır, Kasım efenin anası yapma etme delilik yapma gençlere uyma diye yalvardı isede netice alamamış. Kasım efenin geldiğini duyan gençler birbirlerine haber etmiş Sultanbağlıları bir korku salmış, sultanbağlı genç (ismi hakkında rivayetler çeşitli) mezar arası yoldaki kavgadan sıyrılıp hemen bir mezar taşının arkasına saklanmış eli de belinde kamada hazır korku ile beklemeye başlamış, Kasım Efe yukarıdan gelişinde hem bağırıyor gençlere kavga sona ersin ayrılınsın diye hem de aşağıya doğru Sultanbağlıları kovalıyormuş, koşmaya devam ederken saklanan genç yukarıdan koşup gelen Kasım’ı fark etmiş kendi üzerine geldiğini sanarak beline davranmış o heyecanla kama darbeleriyle Kasım Efe’nin üzerine çullanmış. Ortalık toz duman hepsi çil yavrusu gibi dağılmış mezar arası kan gölü olmuş; Kasım efe yerde.Bir rivayet orada hemencecik öldüğü; ancak babamın bana aktardığı rivayette Kasım efenin babası Mehmet dede bir doktorla anlaşıp yarasını iyi ettirmek için pazarlık yapmış. Yara iyi olmaya yüz tutarken doktor pazarlık harici biraz daha altın istemiş dedem pazarlığın dışına çıkmam dediği için doktor yarasını deşmiş ondan sonra ölmüş.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Moymulun Altından Gelir Geçersin

Moymulun altından gelir geçersin
Savura savura sigaranı içersin
Ne bana gelirsin ne vazgeçersin

Aman aman Eminem bahar mıdır yaz mıdır
Elindeki cura mıdır aman saz mıdır

Moymulun altında balıklı pınar
Çıkarma çorabı ayağın donar
İnsan sevdiğine böyle mi yanar

Aman aman Eminem bahar mıdır yaz mıdır
Elindeki cura mıdır aman saz mıdır

Ahmet Demir

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Mustafa’m Kaşları Kara

Mustafa’m kaşları kara
Sen açdın sineme yara
Bulamadım derdime çare
Yelpaze şu gelin pek taze

Ahırdan atlar boşanır
İner yaylaya döşenir
Benim yarim şalı kuşanır
Yelpaze şu gelin pek taze

Ahmet Akıncan

Mustafa’m Kaşların Kare

Mustafa’m kaşların kare
Karedir kare yandım aman aman
Sen açtın sineme yare
Oyna serbest yarim oyunu

Ahırdan atlar boşanır
İner yaylaya döşenir
Benim yarim (amanın) şal guşanır
Elbette benim yarim gurbette

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Mükellef İlan Oldu

Mükellef ilan oldu gelin dediler
Cehennem deliğine girin dediler
Yeni de kartımı aman elime de verdiler

Aman da beyim vay efendim bu nasıl emir
Kapandı kapılar sürüldü demir

Aman da beyim vay efendim künyem yazıldı
İlet mezarlığına kabrim kazıldı

Mükellefin önüne astılar bayrak
Ankara’ya gitti gelmedi evrak
Elli binliği verem sürgünden bırak

Aman da beyim vay efendim bu nasıl emir
Kapandı kapılar sürüldü demir

Aman da beyim vay efendim künyem yazıldı
İlet mezarlığına kabrim kazıldı

Mükellefin önünde yerli de kantarlar
Snafora dadanmış gavur muhtarlar
Mükelleften kaçanı sürgün yaparlar

Aman da beyim vay efendim bu nasıl emir
Kapandı kapılar sürüldü demir

Aman da beyim vay efendim künyem yazıldı
İlet mezarlığına kabrim kazıldı

Kütahya

Türkünün Hikayesi

Bir zamanlar çok kötü şartlar yüzünden çalışacak kimse bulunamadığından kömür ocaklarında zorla çalıştırılan bir gencin hikayesi.Bahsi geçen yer şimdilerde de ekmeğini yediğimiz, bir yerlere gelmemizde çok büyük katkısı olan Tunçbilek’teki maden ocağı. 1940 yıllarında kömür çıkarımı basit usullerle yapılmaktadır. Kömürün çıkarılması için insan gücüne ihtiyaç vardır.Bunu sağlamak içinde vergi borcu olanlar, askerlik hizmeti bulunanlar ve köyde muhtarın belirlediği kişiler yazılarak işe alınırlar. Bunlar Tunçbilek’te yapılan bekar pavyonlarında yatar kalkarlar. Çalıştıkları süreler vergiden ve askerlik sürelerinden düşülür. Bunlar belirlenirken köy muhtarlarının çok büyük etkisi vardır ve çalışan kişiler üzerinden belli bir pay alırlar. Uzak köylerden gelenler ise yapılan pavyonlarda yatıp kalkarlar ve ancak hafta sonları köylerine gidebilirler.Yine böyle bir çalışma sırasında maden ocağına giren işçilerin üzerine kaçmamaları için demir kapı kapatılır ve başında da jandarma beklemektedir. Eğer kaçan olursa arkalarından kurşun sıkılmakta ve kaçak olarak aranmaktadır.Bir gün ocakta göcük meydana gelir ve kapıların kapalı olmasından dolayı işçiler dışarıya çıkamazlar. Bahsi geçen gencin ve günümüzde bile maden ocaklarındaki göçük altında kalanlara ithaf edilen o parça.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Nefsine Sabreden Panzehir Yerse

Nefsine sabreden panzehir yerse
Erer menziline bulur cenneti
Başına urana eyvallah derse
Dünyada gam değil çekse zahmeti

Dilimde evradım sensin ey şahım
Beni ayırmasın senden ilahım
Seherde ağlarım çoktur günahım
Bulunca bu gönlüm zahmi vusleti

Aşıklar bezmine ben atımı sürdüm
Zahir hidmet manen hem süluk gördüm
Pay dest bağlayup divana durdum
Şükri üsdadından aldı himmeti

Âşık Şükri

Nettim Ben Bu Feleğe

Nettim ben bu feleğe
Felek beni sattı ham keleğe
Koydu beni inceleğe

Yandı da dostlar canciğerim
Hiç dolamyor çilelerim
Eyi olmayor yarelerim

Yandım aman bahrigüman
Aşk ateşine yandım aman
Yandı da dostlar canciğerim

İstanbul Belediyesi Kons.

Ortaköy’ün Köprüsünden

Ortaköy’ün köprüsünden
(Saniye’m aman) hoplayamadım
On beş arşın şalvarımı
(Saniye’m aman) toplayamadım

Aman da Saniye’m dalga boylu
Saniye’m (aman) öldürdün beni
Bir gicecik yatmak ile
Saniye’m (aman) soldurdun beni

Ortaköy’ün daşlarına
(Saniye’m aman) [kitapta burası eksik kalmış]
Ergen oğlan sarmasını
(Saniye’m aman) oyun mu sandın

Fidan boylu Saniye’m dalga boylu
Saniye’m (aman) öldürdün beni
Bir gicecik sarmakla
Saniye’m (aman) soldurdun beni

İstanbul Belediyesi Kons.

Öte Yakaya Geçelim

Öte yakaya geçelim
Atlara yonca biçelim
Kitap getir ant içelim
Oğlan nenni şakır nenni

Öte yakanın bulutu
Beri yakaya bürüdü
Uçkur şalvarın kilidi
Oğlan nenni şakır nenni

İstanbul Belediyesi Kons.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Piri Aşkım Dilde Ateş-i Ahım

Piri aşkım dilde ateş-i ahım
Alevlendi taze civan küçücük
Yarelendi sinem […] nigahım
Kaş gözü kirpiklerin keman küçücük

Utanır boynu eğri zülfün sünbülü
Hicaptan kızardı yanağın gülü
Lal eden naliş-i ahım bülbülü
Yok kelp rakipten aman küçücük

Arifi sevmez mi aşık cemali
Henüz nevres fidan bulmuş kemali
Beni dal eyleyen kaddin nihali
Ey kamet-i servürevan küçücük

Arifî

Portakalım Çaya Düştü

Portukalım çaya düştü
(aman a canım portukal aman aman)
Çaydan üç güvercin uçtu
(mav’ela gözlü elmas portukal aman)

Şalı da şalvar aman
Şalvarda dal var aman
Gelirse al gel aman
Gelmezse dön gine yalvar aman

Benim gönlüm sana düştü
(aman a canım portukal aman aman)
Senin gönlün kime düştü
(mav’ela gözlü elmas portukal aman)

Şalı da şalvar aman
Şalvarda dal var aman
Gelirse al gel aman
Gelmezse dön gine yalvar aman

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Saba Var Gör Ol Bir Danemi

Saba var gör ol bir danemi
Selamımı nazlı yare yeriştir
Dide-i eşkimle al şu namemi
Çeşm-i mesti o hunhare yeriştir

Ey saba varınca yar hanesine
Nazar kıl namemin bahanesine
Asılup zülfünün tel danesine
Beni Mansur gibi dare yeriştir

Dilden söyle yanar aşk-ı narına
De ki merhamet iman şol bimarına
Hasta dil yaredir var biçarene
İnsaf et deva kıl çare yeriştir

Yar emsali peri melek soyundan
Gönlüm safa bulur hulk-u huyundan
Zülf-ü cebiyi anber miski buyundan
Pesendi’ne gel bir yare yeriştir

Âşık Pesendi

Sarılı Yazmamı Yırtar Eklerim

Sarılı yazmamı yırtar eklerim
On yıl olsa yar yolların beklerim

(Bağlantı)
A guryeci yazı yazan ellerin kırılsın
Sabahın seherinde suların kurusun

Sarılı yazmamın sarısı vardır
İlişmen yarimin sevisi vardır

Bağlantı

Aşırdılar koca dağdan keşişten
Gayri sevdiceğim geçti iş işten

Bağlantı

Ercan Başalan

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Selvi Kavak Uzar Uzar Dal Verir

Selvi kavak uzar uzar dal verir
Bir çirkin bana yastık diye kol verir
Ele çirkin ise bana elverir

Konma bülbül eğri büğrü dallara
Sen deli mi oldun meyil verdin ellere

Selvi kavak ne uzarsın boşuna
Hiç sevdalar gelmedi mi başına
Kınayanın sevda gelsin başına

Konma bülbül eğri büğrü dallara
Sen deli mi oldun meyil verdin ellere

Kütahya’nın oğlanları gezinir
Süvariler kol kol olmuş gezişir
Nazlı yare ne giydirsem yakışır

Konma bülbül eğri büğrü dallara
Sen deli mi oldun meyil verdin ellere

Hisarlı Ahmet

Sepet Almış Bağa Girmiş

Sepet almış bağa girmiş aman üzülme
Bir incecik sızı sızı girdi dizime
Ayrılık sürmesin çekmiş aman gözüne
Siyah miyah avrupa al yanağa perdoldu perdoldu

Ayva dibi serin olur aman yatmaya
Kızlar gelir pencereden bakmaya
Elmas yüzük istiyor aman takmaya
Elmas yüzük al yanağa perdoldu perdoldu
Ak elleri al yanağa perdoldu perdoldu

Yöre Ekibi

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Sinanoğlu Derler Benim Adımı

Sinanoğlu derler benim adımı
Yiyen bilir ince bıçak tadını
Alamadım lezzetini tadını

Çalın zeybeklere bir Sinanoğlu
Düşmanları bozan bir Sinanoğlu

Sinanoğlu’nun cepkenleri sırmadan
Aç kapıyı konu komşu duymadan
Alır seni de kaçarım vurmadan

Çalın zeybeklere bir Sinanoğlu
Düşmanları bozan bir Sinanoğlu

Ethem Utku

Türkünün Hikayesi

Ataman şöyle diyor:“Adları eşkiyaya çıkarılan bu kahramanlar, dış yüzleri ile kanunlara ve devlet otoritesine karşı koymuş sayılmalarına rağmen buna yol açan olaylar düşünülecek ve irdelenecek olursa, bu hareketlerin lehlerine mazeret teşkil edeceğini kabul etmek zarureti vardır. Bunlar genellikle derebeylerine karşı isyan ettikleri ve derin bir haksızlığa kurban gittiklerinden, amaçları temiz olduğu içindir ki, halk bunları tutmuş, sevmiş ve kahraman bilmiştir.” (TFA, sayı: 6 / 1950) Ataman, halk arasında iyiliğin ve hak arayıcılığın simgesi olarak bilinen bu tür halk kahramanlarının, bir bölümü kendileri, bir bölümü halk tarafından yakılan ve üretilen birçok türkü ve öyküye konu olduklarını da sözlerine ekliyor.Ferruh Arsunar da Sinanoğlu türküsünün öyküsü konusunda şu söylentiyi aktarıyor:“Sinanoğlu, vaktiyle Afyon ve Aydın havalisinde yaşamıştır. Yaptığı işlerle Ege bölgesinde ün salmış olan bu derebeyi hakkında şöyle bir rivayet vardır.O zamanlar Afyon kalesinde yaşamakta olan ve o havaliye hükmeden hükümdarın gayet güzel bir kızı varmış. Kız ile Sinanoğlu, hükümdarın muhalefetine rağmen sevişirlermiş. Son derece silahşör ve pehlivan olan Sinanoğlu, kızı birkaç kere babasından istemişse de, reddedilmesi üzerine, birbirini deli gibi seven kız ile Sinanoğlu bir gün sözleşip kaçıyorlar. Hükümdar bunu haber alarak peşlerine adam koyuyorsa da bunları tutamıyorlar. Sinanoğlu, sonradan adamlarını alıp geliyor ve bu hükümdarla birçok savaşlar ediyor. Neticede, Sinanoğlu bir savaşta hükümdara esir oluyor ve öldürülüyor. Kız da yakalanarak, bu kalenin batısında bulunan bir kulede ömrünün sonuna kadar yaşamaya mahkum ediliyor.”Arsunar, Sinanoğlu’nun, zamanın ünlü levent süvarilerinden olduğunun sanıldığını da ekliyor.

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Söğüt Dallarında Beslenen Bülbül

Söğüt dallerinde beslenen bülbül
(beyler aman aman)
Ganlım gatlim helal olsun vur beni öldür
(haydi vur beni öldür)
Öldürmezsen beni sılama döndür
(beyler aman aman)
Eser bad-ı sabah o yar gelmedi
(haydi sabahlar olmadı)

Aksadeler geymiş boylu boyunca
(beyler aman aman)
İliklemiş ta gerdana varınca
(haydi gerdana varınca)
Akşamdan sarılsam sabahlar olunca
(beyler aman aman)
Eser bad-ı sabah o yar gelmedi
(haydi sabahlar olmadı)

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Taş Dibinde Evimiz

Taş dibinde evimiz
Ne çok da bizim sevimiz
Bu kadar zalim olma
Ah ölüverir birimiz

Tabancam karadağlı
Damda da kır atım bağlı
Kız ben seni alacam
Başım ellere bağlı

Hasan Hüseyin Sönmez

Depeköy Üstüne Tüfeng Asayım

Depeköy üstüne tüfeng asayım (aman aman)
Allah’dan gelene kimlere küseyim
Efelerin başı Hasan Hüseyin (aman aman)

Aman da beyler (aman aman) avdan geldim yorgunum (ey)
Genç yaşımdan (aman) bir güzele vurgunum (ey)

Hamamdan mı çıktın ey gara gaşlı (aman aman)
Yardan mı ayrıldın gözleri yaşlı
Yüzükler yaptırdım cevahir taşlı (aman aman)

Aman da beyler (aman aman) avdan geldim yorgunum (ey)
Genç yaşımdan (aman) bir güzele vurgunum (ey)

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Tıpır Tıpır Yürüsün

Tıpır tıpır yürürsün
(aman) Samur kürkü sürürsün
Sen bir vezir kızısın
(aman) Niçin yaya(n) yürürsün

Oy Ayşem menevşem
(Menekşem oy menekşem)
Yoruldum böyle her akşam

Kiremite (Kiremitten) su damlar
(aman) Bir kız (gül) verin adamlar
Bir kız (gül) bize çok mudur
(aman) Mahlenizde (Bahçenizde) yok mudur

Oy Ayşem menevşem
(Menekşem oy menekşem)
Yoruldum böyle her akşam

Asım Doğan

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Üç Çeşmeden Sular İçtim

Üç çeşmeden (aman aman) sular içtim kanmadım (hey)
Dokuz (dokuz) dirhem kurşun da yedim
(aman) ölmedim (vay)
Ben kendime (aman aman) ne olduğunu bilmedim (aman)

Aylar gibi doğmuş günler gibi parlayıp gelir
Geydiği canfes kendisi serbes[t] sineleri terleyip gelir

Behiye’dir (aman aman) kızın adı Behiye (hey)
Şalvar (şalvar) giyer endazesi de
(aman) on yediye (vay)
Varmadı mı (aman aman) yolladığım hediye (aman)

Aylar gibi doğmuş günler gibi parlayıp gelir
Geydiği canfes kendisi serbes[t] sineleri terleyip gelir

Nuri Çavuş

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Vur Öldür Beni

Böyle melül melül gezmeden ise
Ne durursun paşam vur öldür beni
Tatlı aziz candan bezmeden ise
Ya ne durun beyim vur öldür beni

İçtiğim lebinden ol ab-ı zülal
Aşkıyla bend etti gani Zülcelal
Sana katlim olsun efendim helal
Ya ne durun beyim vur öldür beni

Bu güzellik kalmaz senden de geçer
Kaşların kemanı bağrımı biçer
Gamzelerin cellad gözlerin hançer
Sapladı sineme vur öldür beni

Yolunda sayılmaz çektiğim emek
Safadır uğruna bana can vermek
Sende adet imiş aşık öldürmek
Ya ne durun beyim vur öldür beni

Bivefa olduğun bilse meyil vermezdi
Böyl’olduğun bilse meyil vermezdi
Sırrı şaşkın senden böyle ummazdı
Ya ne durun beyim vur öldür beni

***

Kütahya Halk Şairleri, Muallim Mustafa Hakkı,
Kütahya Halkevi Neşriyatından Sayı 5, 1934, s. 2’de
eser şu şekilde aktarılmaktadır

Böyle melul melul gezmeden ise
Ne durursun paşam ur öldür beni
Tatlı aziz candan bir medet ise
Ya ne duren beyim ur öldür beni

Bu güzellik kalmaz senden de geçer
Kaşların kemanı bağrımı biçer
Gamzelerin cellat gözlerin hançer
Sapla da sineme ur öldür beni

İçtiğim lebinden ol ab-ü zülal
Aşkına bent etti gani Zülcelal
Sana katlim olsun efendim helal
Ya ne duren beyim ur öldür beni

Yolunda sayılmaz çektiğim emek
Safadır uğruna bana can vermek
Sizde adet imiş aşık öldürmek
Ya ne duren beyim ur öldür beni

Bivefa olduğun aşıkın bilmezdi
Böyle olduğun bilse meyil vermezdi
Sırrı şaşkın senden böyle ummazdı
Ya ne duren beyim ur öldür beni

Âşık Sırrı

Yağmur Yağar Her Dereler Sel Alır

Yağmur yağar her dereler sel alır
Gurbete gidenin yarin el alır
El almazsa yanar yanar kül olur

Aman da Allah aman al başımdan sevdayı
Genç yaşımda zindan ettin dünyayı

Evlerine ben varamadım gazelden
Sokağına çıkamadım güzelden
Kız ben seni sever idim ezelden

Aman da Allah aman al başımdan sevdayı
Genç yaşımda zindan ettin dünyayı

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Yandım Aman Bahrigüman

Yandım aman bahrigüman
Aşk ateşine yandım aman
Yandı da dostlar canciğerim
Hiç dolmayor çillelerim
Eyi olmayor yarelerim

İstanbul Belediyesi Kons.

Yar Derd-i Aşkınla Bilmezim

Yar derd-i aşkınla bilmezim n’oldum
Açtı bu sinemde yara gözlerin
Müselsel zülfüne düşüp bend oldum
Çekeli Mansur veş dara gözlerin

Ezelde seninle ruh görüşeli
Atıldı o zaman sevda temeli
Aşk u muhabbetin cana düşeli
Yaktı derunumu nara gözlerin

Yer tutar sinemde keman kaşların
Şahmeran kılıklı siyah saçların
Beni öldürmede müjgan taşların
Vermez aman asla ara gözlerin

Cemalin gül gibi lem’an etmede
Pesendi aşıkı hayran etmede
Aşıkın kalbini viran etmede
Bir tane mestane kara gözlerin

Âşık Pesendi

Yasemen Dalına Yar Neden Eymeli

Yasemen dalına yar neden eymeli
Yosmam avrupalı ucu burmalı
Alıp da nazlı yari sinemi sarmalı
Oyneyişin bir hoş yar dönüşün bir hoş

Ben avlu süpürmem zülfüm toz olur
Ben bulaşık yumam elim kar’olur
Akşam oğlun gelsin söz benim olur
Oyneyişin bir hoş yar dönüşün bir hoş

Hisarlı Ahmet

 

Türküyü Dinlemek için sol alttaki kırmızı | | düğmesine basabilirsiniz.

   

Yemek Destanı

Ramazan’da çok taamdan hazzetmem
Hemen kırk elli sahan olsun
Nefsimi ziyade zevke doyurmam
İsterse cihanda sultan olsun
(Dilerse bunda şad-ı cihan olsun)

Tabaklar gelsin çift çift
Şekerli çörekle susamlı simit
Onun ardınca ekşili tirit
Dolma yirken gönlüm şad olsun

Soğan sarımsak olur acı
Etli pilavdır başımın tacı
Zerde mübarek mide ilacı
Boğazıma kolayca revan olsun

Ocağımız bizim tuğla taşıdır
Baklava yemeklerin başıdır
Bal helvası onun eşidir
Taze pişmiş üstü duman olsun

Tez pişdi gelsin bal ile yağdan
Şekerli kaymaklar sol ile sağdan
Bir kuzu dolması kızardılmış yağdan
Biri de fırında durakosun

Yağlı höşmerim sahana yayılır
Katmerleri anın bir bir sayılır
Bıldırcın kızartmasını gören bayılır
Bunları yiyince karnım şişman olsun

Koyun paçası sirke sarımsak ile
Kılınç balığı pişmiş zeytinyağ ile
Oturup başladım dört parmak ile
Ben yirken görenler hayran olsun

Sofranın kenarı altın varaklar
Etrafına dizilmiş yağlı çörekler
Bıldırcın dolması etli börekler
Tertipli pişsin üstü duman olsun

Bu fakir der ki pilavda mezar kazılır
Buzlu hoşaflar ağzımda ezilir
Sofra kurulunca dal kılınca yazılır
Kaşıkar kılınçlara kalkan olsun

Şehr-i İslambul’dur bizim vatan
Gice benim ile beraber yatan
Ben bunları yirken şamdan tutan
On beş yaşında bir civan olsun

Bir zaman bu yerlerde sağ olursam
Şehr-i İslam’ı böyle mukim bulursam
Her gün bu yemekleri böyle bulursam
İsterse altı ay ramazan olsun

Aşık Hasan der ki çoktur işlerim
Tavuk dolmasını sever dişlerim
Kavurma ile cenge başlarım
Yahni benim ile imtihan olsun

Kütahyalı Âşık Hasan

Yemen’in Önünde Al Yeşil Çadır

Yemen’in önünde (a yarim) al yeşil çadır
Çadırın içinde (a yarim) koç yegit yatır
Anneler bubalar (a yarim) mektuba bakır

İstanbul Belediyesi Kons.

Yine Aklım Aldı Bir Keman Kaşlı

Yine aklım aldı bir keman kaşlı
Deruni ranalarda hercaye benzer
Maşuk heman on üç on dört yaşlı
Cihanın içinde sunaya benzer

Görünce cemalin şevk uyandırdi
Kafiri din-i İslam’a gönderdi
Bir buse verdi hararet sönderdi
Güzeller içinde ihsana benzer

Yine duman düştü şehir içine
Ben de af eyledim yarin suçuna
Rakibin yapışmış […] ucuna
Heman her sözü fermana benzer

Aşık Şükri der ki gel yar sevme
Seversen güzel sev çirkini sevme
Yarim var deyu asla güvenme
Aşıklar içinde biçare benzer

Âşık Şükri

Yine Gönül Sevdi Bir Nazlı Yari

Yine gönül sevdi bir nazlı yari
Didesini süzer aşıka nisbet
Dediğim cananın ebrusu kara
Ufak tefek yürür güllüğe nisbet

Ol fitne bakışla kıyar canımı
Merhamet eylemez ah ü figanını
Size methedeyim nevcivanımı
Tatlı tatlı söyler bülbüle nisbet

Ziyade erzan derler Rumeli’ne
Mail oldum çıtıpıtı diline
Lahuri şal sarmış ince beline
Dökmüş şalvarını aşıka nisbet

İtaat-i nas için elinde ferman
Aradım bulamadım derdime derman
Ruy-i ahmer olmuş kadd-i hiraman
Adalet yörütür şeyhlere nisbet

Aşıka her ne söylese aldırı
Göründü gözüme beyaz baldırı
Girse kapudan padişahı kaldırı
Kendine kıymet vermiş cevhere nisbet

Şükri ya methettin ol nazlı yari
Demişsin aleme kara gözleri
Bugün gaip olmuş var ara yari
Görünmez insana şeytana nisbet

Âşık Şükri

Zahit Nasihatın Nerede Yeri

Zahit nasihatın nerede yeri
Havf etmeyiz o niranı tanırız
Senin her dediğin akl ü tedbiri
Görsek ehl-i nasuhanı tanırız

Bir tutarız alim ile cahili
Taç ederiz o ilimle amili
Çün aşk içre böyle bulduk kamili
Mihenk urup ehl-i irfanı tanırız

Ehl-i aşka çok nasihat gerekmez
Anlar kıyl ü kalin barını çekmez
Edepsizden bize edep ne yetmez
Bezmimizde yol erkanı tanırız

İşte bizim kitap böylece yazar
Surete eden bulmaz itibar
Pesendi siyrete kılınca nazar
Her ne geyse o sultanı tanırız

Âşık Pesendi

Zalimdir Mazlumun Tutmaz Hürmetin

Zalimdir mazlumun tutmaz hürmetin
Felek cefasını demir baş etti
Bir kara demirci gönül saatin
Bir çekiç urunca hordehaş etti

Budur daim mürüvveti habibin
Uşşaka rahmi yok felek tabibin
Nice mihnetkeşin nice garibin
Gönlün mahzun etti gözün yaş etti

Şahrahı semti canan tutanı
Silsile-i aşkı canan tutanı
Derd-i derunu nihan tutanı
Rüsvayı âm edüp halka faş etti

Arifi uşşakın kârı zâr oldu
Hemdemi gamü elemi rüzgar oldu
Aldanup feleğe biyar oldu
Kimi göz oynadup kimi kaş etti

Arifî

Bir Cevap Yazın