Uzun Urgan Oyunu

Oynayanlar el ele ve gergin kollu bir halka kururlar. Halkanın bir ucu açık kalır. Başlardakilerden biri sorar, öbürü cevap verir:

  • Uzun urgan!
  • Lebbey sultan!
  • Gönlün hangi dağda?
  • Uludağ’da.
  • Verdiğim süt pişti mi?
  • Pişti
  • Gelin kız içti mi?
  • İçti.
  • Nesi oldu.
  • Sırma saçlı, el’ gözlü bir kızı oldu.
  • Neylen varalım?
  • Davulla, dümbelekle, şinşaneyle (çalpara, zille)

Bundan sonra kolbaşı önde olmak üzere bütün sıra, bir ağızdan davul, dümbelek ve şinş’ne (çalpara, zil) taklitlerini ağızla yapa yapa öbür baştan tutuşup ellerini havaya kaldırıp indiren iki kişinin arasından geçerler.

Geçiş bitince, arasından geçilen sıranın ikincisi tabiatıyla kolları çaprazlanmış vaziyette arkadan yana dönük kalır. Hareket tekrarlandıkça üçüncü, dördüncü vs. de aynı vaziyette geleceklerinden, cümlesi (tamamı) bu duruma düşünce oyun tamamlanmış olur.

Anlaşılıyor ki, “tertip” bundan da bir vesileden ibaret olup bütün güzellik taklidin hoş ve yürüyüşün ezgi tekerlemesindeki tartımın sadeliğine uygun surette âhenkli yapılabilmesinde ve bir de tabiat dekoruyla millî giyimin renklerle m’sum bir raks havası uyandırmasında toplanır.


Bir Cevap Yazın