Emet Tayyaresi Maketi Hisarlık Tepesine Yakışır

Tarihi belgeleri ile yerini alan EMET TAYYARESİ’nin ve Emet halkının fedakarlığının gelecek kuşaklara aktarılması adına şimdi idarecilerimizden bir talebimiz var.

Millî Mücadele dönemi kahramanlıkları genel kurmay resmi kayıtlarınca tescil edilmiş, ancak halen Gazilik Ünvanı alamamış Emet ilçemizden bir vefa örneği haberi bulunuyor.

Emet Halk Eğitim Müdür yardımcısı Mustafa Cin’in kaleme aldığı ve tamamını aşağıda da okuyabileceğiniz üzere Gazi Emet ilçemiz sadece millî mücadelede bölgemize emsal olmuş, ilk müdafaa cemiyetlerinden birini kurma, Cevizdere direniş ve zaferi,gibi tarihe altın harflerle yazılmış tarihi olayları yanında bir de ordumuza uçak bağışlamıştır.

1928 yılında ülke genelinde başlatılan kampanyaya, arsasını, tarlasını, kulağında küpesini satarak katılan Emet halkı bir uçak alarak ordumuza bağışlamıştır. 1937 yılına kadar EMET yazısı ile semalarda uçan uçağımız daha sonra Türk Hava Kurumuna aktarılmıştır.

Tarihi belgeleri ile yerini alan EMET TAYYERESİ’nin ve Emet halkının fedakarlığının gelecek kuşaklara aktarılması adına şimdi idarecilerimizden bir talebimiz var.

Şehit Pilot Ahmet Refik Alp’in mezarının da bulunduğu şehitlik tepemize büyük bir EMET TAYYARESİ maketi yapılıp, belgeleri de konularak anıtlaştırılırsa, gelecek kuşaklarımıza da, yaşadığımız memlekette vatanın her şeyden önce geldiğini, bu bilinçle atalarımızın verdikleri mücadeleleri öğrenmeleri sağlanacaktır.

Bu konuda Emet Kaymakamlığı ve Emet belediyemizin gerekeni yapacağına inancımız tamdır.

Emet Halk Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Cin’in de Teyyare ile ilgili kaleme aldığı yazıyı aşağıdan okuyabilirsiniz.

“Semalarda Bir Emetli”

“Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunan Ordusunun işgaline karşı gelen Emet Halkı büyük bir varoluş mücadelesi vermiş ve 20-27 Nisan 1922 tarihleri arasında gerçekleştirilen baskın ve pusularda yaklaşık 250 Yunan askerini imha etmiştir. Bu olaylardan sonra Emet’e dört alay Yunan askeri gelmiş Emet ilçe merkezi ile birlikte 14 köyü yakıp yıkmış, sivilleri gördükleri yerde şehit etmiş ve birçok Emetliyi esir alarak Yunanistan’a götürmüşlerdir. Yunan mezalimi 24 Mayıs 1922’de ilçeyi terk etmeleriyle sona ermiştir.1 Düşmana boyun eğmeyip, destansı bir gayretle düşmana karşı gelen Emetli, milli mücadeleye önemli katkılarda bulunmuştur.
Vatansever Emetlinin milli mücadelesi bununla da bitmez;

Türk Milleti, devletin içinde bulunduğu her türlü zor zamanlarında, ülkesini yalnız bırakmamış ve imkânları nispetinde maddi/manevi elindeki tüm olanakları ülkesi için seferber etmekten sakınmamıştır.

Türk Milletinin bu yüce kahramanlığını, milli birlik ve beraberlik aşkını en güzel tanımlayan, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Biz Türkler ordusu olan bir millet değil, milleti olan bir orduyuz” sözü olsa gerek.

Evet, biz Türkler milleti olan bir orduyuz. Çünkü Türklerin ezeli ve ebedi bir ülküsü vardır. O ülkü uğruna savaşması gereken bir ordu vardır. O orduyu besleyecek bir millet, o milleti meydana getirecek bir kan kardeşliği, ülkü yoldaşlığı vardır.

Türk Milleti tarihi ile övünür, çünkü Dünya’nın doğusundan batısına, en zor şartlar altında dahi sarsılmaz bir inançla, ülkesine yardım eden böylesine yüce, böylesine şanlı bir millet yoktur. Göçebe bir kabileden doğup, bir dünya imparatorluğu inşa etmeyi başarmış bir millet elbette tarihiyle övünmeye layıktır. Bu öyle bir millet ki, söz konusu ne zaman vatan olmuşsa, bir an bile tereddüt etmeden, ferdi saadetini bir kenara bırakıp tüm varlığıyla ülkesinin yardımına koşmuştur. Türk Milleti, devlet/millet dayanışmasının getirdiği güç ve birlik beraberliğin verdiği coşkuyla içinde bulunduğu her türlü zor şartlara göğüs germiştir. Bu bilinçle İşte millet ile devlet dayanışmasının bir başka timsali olan, bağış uçaklarının hikâyesi de böyle başlamıştır.

1911 yılında İtalya, sömürge arayışı içinde Osmanlı Devleti’ne savaş açar. Dünya Savaş Tarihinde ilk kez bombardıman uçaklarının kullanıldığı Trablusgarp Savaşı’nda, Türk mevzilerine yaklaşık iki kiloluk, dört adet bomba atılır.3 Yine bu savaşta Dünya tarihinde ilk kez bir savaş uçağı Türk Ordusu tarafından düşürülür. Birçok ilklerin yaşandığı savaşta, uçaklar Türk mevzilerine kayda değer bir zarar veremese de, atılan bombalar psikolojik açıdan moral kaybına sebep olmuştur.

Savaş uçaklarının ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunun anlaşılması üzerine Türk Ordusu, hava kuvvetleri teşkilatına modern savaş uçaklarını dâhil etmeye karar vermiş ve 1912’de ilk Türk savaş uçağı semalara yükselmiştir.4 Hava kuvvetlerine ne kadar önem verilse de Osmanlı Devleti’nin bütçesi, bu zor zamanlarında, modern uçakların satın alınmasına imkân vermemiştir. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle Türk Milletinin memleket sevdasına başvurularak, Mart 1912’den5 itibaren halktan toplanan bağışlarla orduya modern savaş uçakları satın alınmaya başlanmıştır.

Türk Hava Kuvvetlerine katkı sağlamak için kurulan Tayyare Komisyonu tarafından, vakit kaybetmeden ülke genelinde bağış kampanyalarını başlatılmış ve ilk bağışlar başta Sultan Reşat olmak üzere Osmanlı aydınları tarafından yapılmıştır.6 Ardı ardası kesilmeyen uzun savaşlar boyunca demografik, ekonomik ve politik açılardan iyice zayıflayan devlete, tüm Anadolu coğrafyasından Hint Müslümanlarına kadar birçok bölgeden bağışlar devam etmiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonra ülkede sanayi, ziraat, eğitim, tarım gibi birçok alanda ciddi bir yenileşme ve ilerleme çalışmaları başlatılmıştır. Toplumun birlik beraberliğinin, huzurunun, güvenliğinin ve geleceğinin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin daha güçlü kılınması için modern silahlara ihtiyaç duyulmuştur. Muhtemel bir savaşta ordunun en caydırıcı gücünü oluşturan hava kuvvetlerine yeni savaş uçaklarını dâhil etmek büyük bir önem arz ediyordu. Ancak hava kuvvetlerine dâhil edilecek uçaklar milyonlarca TL değerindeydi ve henüz bir savaştan galip ayrılmış devletin bütçesi, bu kadar bir maliyeti karşılamaya yeterli değildi.

Devlet bütçesinin yetersizliği nedeniyle 1925 yılında, yeniden bir kampanya başlatılmış ve orduya uçak temin etmek için Türk Milletinden bağış toplanmasına yeniden karar verilmiştir.7 Mustafa Kemal Paşa’nın “İstikbal Göklerdedir” anlayışı, tüm Anadolu coğrafyasında, gönüllerde tezahür etmiş ve milletin fedakâr bağışlarıyla yüzlerce uçak orduya teslim edilmiştir.

Kahramanlığın timsali Emet halkı İstiklal Harbi’nde büyük bir mücadele vererek elindeki tüm imkânlarını bağımsızlık yolunda seferber etmişti. İstiklal Harbi’nde Yunan askerlerince evleri, arazileri talan edilmesine rağmen elinde avucunda son kalan ne varsa hepsini vatanı uğruna harcamakta tereddüt etmeyen Emetli, 1928 yılında bağış uçaklar kampanyasına büyük bir heyecan ve özveriyle katılmıştır. İçinde bulunduğu zor şartlar içinde kimi arazisini, kimi evini veya geçimini sağladığı hayvanlarını satarak katkıda bulurken, kimisi de kulağındaki küpesinden, parmağındaki yüzüğünden vaz geçerek kampanyaya başvurmuştur.

Emet Ceviz Dere Araştırma Derneği (ECDAD) Başkanı Ali Duyan (2009) : “Emet ahalisinden toplanan paralarla, Fransız yapımı ”Caudron C 59” marka bir uçak satın alınmış ve adına da “Emet” konulmuştur. Emet Tayyaresi 1937 yılına kadar semalardaki görevine devam etmiş ve daha sonra Türk Hava Kurumu’na devredilmiş. 1941 yılına kadar ise “Emet Tayyaresi”, planör çekme görevini icra etmiştir.”

Caudron marka uçaklar, İstiklal Harbi’nde Yunan ordusu tarafından Türklere karşı kullanıldı. Savaştan sonra, düşürülen Yunan uçaklarının parçaları Türk mühendislerince birleştirilerek 3 adet savaş uçağı imal edildi ve böylece Caudron marka uçakların serüveni başlamış oldu. Caudronlar Türk Havacılığı’ndaki bir ananenin devamı niteliğindedir.

Emetliler, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağış yaparken, sahadaki ihtiyacı karşılayacak nitelikte bir uçağı özenle seçmişledir. Yaklaşık 90 yıl önce dedelerimizin fedakârlıklarıyla göklere yükselen “Emet” bugün hala bizi gururlandırmaktadır.

1912 yılından başlayıp 1935 yıllarına kadar süren “bağış uçak” kampanyalarında, resmi kaynaklara göre, ülkeye yaklaşık 350’den fazla uçak bağışlanmıştır. Bağış kampanyasına en büyük katılım ise Ege Bölgesi’nden gerçekleşmiştir. Kampanyaya katılan şehirlerin arasında Kütahya ile birlikte Emet, Tavşanlı, Simav ve Gediz de gururla yer almaktadır. Ancak bu hususta yazılan birçok makale ve kitaplarda Kütahya ve ilçelerinin isimlerine maalesef yeterince yer verilmemektedir.

Yunan işgaline karşı ilk toplu ve sivil direnişi başlatan Emet halkı, Cumhuriyetin ilanından sonra da ülkenin refahı ve bağımsızlığı için “bağış uçak” kampanyasına da katılmaktan geri kalmamıştır. Tüm maddi imkânsızlıklara rağmen halkımızın bu fedakârlığı, Gazi Emetli’nin Cumhuriyete olan inancının, vatan sevgisinin, orduya bağlılığının bir göstergesidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında semalardaki savaş uçağımız “Emet” göğsümüzü kabartırken, bugün de atalarımızın kahramanlıkları biz Emetlileri hala gururlandırmaya devam etmektedir. Tarihten bugüne Gazi Emet’in vatan uğruna sergilediği milli iradeyi anlatmaya kelimeler kâfi değildir. Ancak bu şanlı tarihi diri tutmak, yaşatmak ve anlatmak biz Emetlilerin boyun borcudur.” -Emet Halk Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa CİN-


Haber ile İlgili Gazi Emet Gazetesi Tarafından Hazırlanmış Sunum Videosu


Kaynak Gazi Emet Gazetesi / Haber linkleri gaziemetgazetesi.com haber 1 gaziemetgazetesi.com haber 2

Bir Cevap Yazın